Geçmişe özlem..
Özellikle 6 Şubat depreminden sonra kendi adıma söyleyeyim sanki daha çok geçmişi yad eder oldum..Kimbilir belki de yaş aldıkça da insan geçmişi daha çok arıyor.. Mesela eski Adıyaman’ı düşününce gözlerim doluyor içim acıyor..Çocukluğumun geçtiği o sokaklar o caddeler gözümde tütüyor..
İlkokulu okuduğum Cumhuriyet İlkokulu mesela..Öyle güzel hatıralar bıraktı ki bende..Adıyaman tarihinde çok önemli bir yere sahip bu okuldan kimler kimler mezun oldu..Cumhuriyet İlkokulunda okumak kimilerine göre bir ayrıcalıktı..Şimdilerde yeniden o eski günlerine dönmenin çabasını veriyor bu kadim okul..Umarım Cumhuriyet İlkokulu yeniden öğrencilerine ve öğretmenlerine kavuşur en kısa zamanda..
Eski Adıyamanda aklımda kalan ve yine hep özlediğim mahalle düğünleri vardı.. Daha doğrusu kapı önü düğünleri.. Ne güzel ve ne sıcak bir atmosferdi..Gevende dediğimiz ki hepsine burdan saygı ve selam gönderiyorum çalgıcilarımız ne güzel çalarlardı..Adıyamanda düğün çalgıcıları veya gevende diğer adıyla her zaman şehrin eğlence kültüründe önemli bir yere sahip oldu.Şimdilerde sıra gecesi veya Harfane dediğimiz ortamlarda müziklerini yine zevkle dinliyor ve izliyoruz…
Şöyle gözümün önünden şehrimin eski günlerini düşündükçe ne güzel günler geçirmişiz diyorum..Özellikle bizim nesil çok güzel bir çocukluk ve ilk gençlik yaşadık..80 li ve 90 lı yılların ortaları benim için hayatımın en güzel yıllarıydı..
Eminim benim yaşıtlarım olan dostlarımda aynı düşüncededir..Biz gerçekten de mutlu bir nesildik..Çağa ayak uydurmaya çalışan,eski değerlerini yitirmek üzere olan bir Adıyaman’ı bizim ve bizden önceki nesil çok da sevmiyor..
Niye çünkü gittikçe yalnızlaşıyoruz..Muhabbetten uzaklaşıyoruz..Hepimiz sanal dünyamızda mutlu mesut yaşadığımızı zannediyoruz..
Eski Adıyaman’a kavuşmak artık çok zor..Yaşar Kemal’in de dediği gibi “O iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler. Demirin tuncuna insanın soysuzuna kaldık “…Yine de bu toprakları seviyorum..Ekmeğini,aşını her şeyini..
Türkiye de başka bir şehre gidip de memleket hasretini en çok çeken ve tekrar memleketine dönen insanlar hep Adıyamanlılarmış diye söylerler..Bence yalan da değil depremden sonra bu durumu bizzat ben yaşadım.Tekrar toprağıma döndüm..
“Geçmiş eğer düşündükçe acı veriyorsa geçmemiştir ” diye çok doğru bir söz var ama bu söz Adiyamanda yaşadığım eski günlerim için hiç geçerli değil.. Bu şehrin
mazisini düşündükçe yüzüme bir gülümseme geliyor..
Galiba ölene kadar hepimizin içinde geçmişe özlem olacak..Belki de dünyanın kanunu bu..Kanımca tek yapmamız gereken eski günleri üzüntüyle yad etmeyi bırakıp şimdi yaşadığımız zamanı güzelleştirmek ,bunun için çabalamak.. Fransızların dediği gibi Carpe diem (Anı Yaşa)…
Sevgiyle kalın…