Cihat Arutay
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bilgi
  4. Bağımlılığa Bağlılık

Bağımlılığa Bağlılık

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kelime anlamı zevke neden olan madde veya davranışların artan miktarda tekrarlanmasıyla oluşan, biyopsikososyal bir bozukluk olarak tanımlanan bağımlılık, beyni kontrol dışı bırakarak onunla aynı doğrultuda sağlıklı düşünmeyi engelleyen hatta ölüme bile sebebiyet gösteren psikolojik ve ruhsal bir kronik beyin hastalığıdır.

İnsan vücudunda bağımlılık yapan ,insan sağlığını tehlikeye atan birçok bağımlılık türü vardır. Örneğin; aşk bağımlılığı ,spor bağımlılığı,okuma bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı ,madde bağımlılığı vb. Neye ve kime karşı olursa olsun her türlü bağımlılık zararlıdır ve uzun vadede kişiye zarar verir. Diyebiliriz ki her bağımlılık aynı zamanda bir hastalıktır.

Bir seye alışmak kolay, ondan kurtulmak ise zordur .Bu nedenle bağımlılık ,kolay bir şekilde insan hayatına müdahale eder ve onu etkisi altına alır. Eğer bir durum veya maddeye karşı bağımlılık oluşturduysak onsuz yaşamayacak duruma geliriz, onsuz kaldığımızda hayatımızda bir şeylerin eksik olduğu hissine kapılırız, bu his ise zamanla mutsuzluğa dönüşür. Bu tür hisse sebebiyet gösteren bağımlılıklar bir kereden bir şey olmaz düşüncesiyle ortaya çıkar ve bir daha kurtulunamayacak duruma gelir . Bu yüzden bağımlılıklardan uzak durmak gerekir.

Yüce dinimiz insan sağlığına büyük önem vermiş beden ve ruh sağlığına zarar veren şeylerin yenilmesini, içilmesini, kullanılmasını ve hangi yoldan olursa olsun vücuda alınmasını kesinlikle yasaklamıştır. Bu konuda Allah, Kur’an- ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır  (Bakara, 219):  ” Ey iman edenler içki / uyuşturucu ( hamr), kumar ,tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir ; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz peygamberimiz ( s.a.v)ise ” içkiden sakının, çünkü o, bütün kötülüklerin anasıdır” buyurarak pek çok kötülüğün ortaya çıkmasının sebebini alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler olduğunu belirtir.

İslamiyet’in insanlara verdiği haklar çoktur. Bunlardan temel haklar olarak görülecek değerleri şu şekilde sıralayabiliriz: Hayat ,din,akıl,mal ve nesil. Bu haklar bazı kötü alışkanlıklar neticesinde hakları korumaktan ziyade daha çok onları aksatmaya , toplumsal ve ailesel ilişkilerde zedelenmesine hatta bu  ilişkilerin sonlanmasına bile sebebiyet verebilir. Bize düşen ise bu hakları elimizden gelinceye kadar korumak ve unutturmamak olmalıdır. İslam dini , yaratılanlar içerisinde insanı şerefli bir varlık olarak görmüş ve onun hayatını korumayı da temel ilkeler arasına koymuştur .

İnsan hayatı madde bağımlılığı dediğimiz psikolojik bir hastalık tarafından ihlal edilmektedir. Akıl ise insanoğlunun en üstün vasfıdır .Çünkü Allah’ın emanetleri, akıl sayesinde korunabilir ve yine akıl sayesinde insan, Allah’ın rızasını elde edebilir. İnsanı kainattaki diğer canlı – cansız varlıklarından ayıran ve ona üstünlük kazandıran akıldır. Böyle önemli bir cevherin korunması için islam dini sarhoşluk veren alkollü içkileri haram kılmış ve bu harama riayet etmeyenler için cezalar koymuştur .İslam hukukunda alkollü içkilerin yanında insanları uyuşturup akıl ve muhakeme kabiliyetlerini yok eden bütün maddelerin kullanımı haram kabul edilmiş ve şiddetle yasaklanmıştır. Çünkü insanın şuurunu ele geçiren bu maddeler  insana yapmak istemediği şeyleri yaptırır. Yakın zamanda böyle bir olay yaşanmıştı . Madde bağımlısı olan birey şuurunu kaybetmiş, annesi ile tartışıp onun kafasını gövdesinden koparmıştı. Şuuru yerine geldiğinde” ben nasıl yaptım bunu” diyerek  pişamanlık ve vicdan azabıyla bir ömür boyu yaşamaya kendini mahkûm etmiştir. Bu tür olayların yaşanması hem dinen hem de sosyolojik olarak çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. Başka bir  bağımlılık türü olan kumar bağımlılığı da yine korunması gereken birçok hakkı ihlal etmemize neden olmaktadır.İslam dini mülk edinme hakkını teminat altına almıştır. Dinimiz haksız yere kazanılan malları haram kılmıştır. Bununla aynı doğrultuda ailesinin, çoluk çocuğunun hakkını da haksız yere yedirdiği için kaybedilen malı da haram kılmıştır.

Bağımlılıklarin en çok etkilediği kesimler ise ne yazik ki çocuklar ve öğrencilerdir . Bu noktada cinsiyetler arasında da pek fark bulunmamaktadır. Sebeplerine genel olarak bakıldığında ; zevk , merak ,fantazi, psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik etmenlerin yanı sıra erkeklerde  “ERKEKLİK İSPATI” önemli bir paya  sahiptır.

İnsanlar mı bağımlılığa bağlı yoksa bağımlılık mı insanlara bağlı kestiremiyorum doğrusu . Çünkü hangi bağımlılığa bakarsak bakalım, insanlar bağımlılığı  kendilerine bir hedef bir kurtuluş yolu olarak belirlemekle birlikte bir kaplumbağa misali yavaş yavaş kurtuluş dedikleri uçuruma sürükleniyorlar. Üstelik bu uçurumu tercih eden yine insanın kendisi oluyor. Sürüklenilen uçurum, üstü kapalı bir tuzak değil tam tersine gözle görünebilen uçsuz bucaksız bir okyanus gibi. Bir daldın mı, o okyanustan çıkman için yardıma ihtiyacın olacağı kesindir. Ve o yardımı da uçurumun yakınında bulunanlarda aramaktan başka bir yol kalmıyor. Seni oradan sadece uçurumun yakınında bulunan yani ailenin çıkaracağını unutmaman gerekir. Demek istiyorum ki her şey aile ile başlar .Daha doğrusu anne ile başlar .Çocuklar ilkin annelerine bağımlıdırlar. Zamanla başkalarıyla iletişim kurup bu bağlantıyı çevresine yayarlar. Bu bağlantılar çevrenin etkisiyle farklı sonuçlar doğurabilir .Bu konuda aileye çok fazla sorumluluk düşüyor. Sorumluluklarını yerine getiremeyen ebeveynler, cocuklarda zamanla oluşan, bazen iyi bazende kötü  alışkanlıklar karşısında zor durumda kalabilir .Bu durumla karşı karşıya kalmamak için önceden tedbir alınmalı, çocuklarına iyi bir rol model olunması gerekir.

“Sigaranın dumanını yel alır, parasını el alır, belası sana kalır.” atasözü bağımlılığın her açıdan bireye zarar verdiğini gösteren bir yaşanmışlık kanıtı olabilir .Bu olay bütün çağlar boyunca devam etmektedir ve bundan sonra devam edeceğe de benziyor. Çünkü bir başladın mı bir daha bırakmanın çok zor olacağı gün gibi aşikar ( çevremizde böyle yaşanmışlıklar var ) ve ayrıyeten her şeyin fazlası zarar olduğu bir hakikattır.

Kendi içimizi, cehenneme çevirmekte çok fazla ısrar ediyoruz. İçimiz ile kalmayıp dışarıya da yani sosyal çevremize de  darbeler vurmaya devam ediyoruz. Tabii ki kendi kendine zarar veren bir canlıdan duyarlı bir birey olmasını beklememeliyiz . Aynı zamanda bu birey, yaşadığı topluma ve ülkeye de zarar verebilir. Böyle bir illetin   son bulması için çok fazla duyarlı davranmalı ve bilinçlendirme yapılmalıyız.

Sonuç olarak insan sağlıklı olduğu sürece mutlu ve huzurlu olabilir. Kaliteli bir yaşam sürebilir. Sağlıklı bir yaşam sürebilmenin anahtarı isteklerimizi kontrol edebilmekten  geçer. Yaşamımız boyunca yapacağımız tercihlerde iyi ve kötü olanı analiz etmeli, her zaman doğru olanı seçmeli, bizi anlık sahte mutluluklar verecek maddelerden uzak durmalı, bütün hayatımız boyunca bizleri mutluluğa götürecek arkadaşlıkların ve başarıların peşinden koşmalıyız. Unutmayın ki bağımlılığın birçok çeşidi vardır .Bunların tamamı insan ve toplum sağlığı için zararlıdır. Bağımlılığa karşı kendimizi ve toplumu bilinçlendirmeli ve daha sağlıklı ,huzurlu,mutlu bir yaşam için bağımlılıkla mücadele etmeliyiz.

Cihat Arutay

Bağımlılığa Bağlılık
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Adıyaman Cumhuriyet ve Erdem Platformu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!